Van Savatlı Gümüş İşlemesi

Van - Otelegidelim
*Görsel ve bilgiler ci.turkpatent.gov.tr web sitesinden alınmıştır.

Savat, kurşun, gümüş, bakır ve kükürt madenlerinin bir araya getirilmesiyle oluşan siyah renkli bir karışım olup, Arapça “kara” anlamına gelen “esvad” kelimesinden gelmektedir. Kelimenin asıl adı “sevad” olup, zamanla “savat” olarak değişmiştir. Savatlı gümüş işlemesi ise savat adı verilen bu karışımın gümüş üzerine sürüldüğü, bir diğer ifadeyle sıvandığı ve bir dizi işlemin gerçekleştirildiği bir el sanatıdır. Savat işlemesi, sigara ağızlıklarında, tütün tabakalarında, at eyerlerinde, tespihlerde ve takılarda kullanılmıştır.

Yapılan arkeolojik kazılarda cilalı taş devrinden kalma pişmiş toprak küp ve tabakların üzerinde savatlanmış figürlere rastlanmıştır. Milattan önce 1350-900 yılları arasında Urartu ve Hurri Medeniyetleri dönemlerinde savat sıvama tekniğinin kullanıldığı bilinmektedir. Takip eden yüzyıllarda madenciliğin gelişmesi sonucu gümüş malzeme üzerine açılan kılcal damarların savatlamayla süslenmesi gerçekleşmiştir. Savat dolgu; İslam maden sanatında geniş şekilde kullanılmıştır; özellikle Türkistan, İran, Kafkasya ve Doğu Anadolu’ya ait gümüş eserlerin üzerinde savat tekniğine sık rastlanmaktadır. Kaynaklarda, savat tekniğinin Anadolu’ya Hazar bölgesindeki Türkler tarafından getirildiği belirtilmektedir.

Savatçılık, Osmanlı Devleti zamanında 150 yıl kadar altın çağını yaşamıştır. Osmanlılarda savat tekniği silahlar başta olmak üzere pek çok eşyanın süslenmesinde kullanılmıştır. Savat çalışmaları yüksek ayar gümüş üzerine yapıldıkları zaman daha değerli olurlar çünkü gümüşün haslığından dolayı koruduğu beyazlık ile siyah savat çizgileri daha gösterişli biçimde ortaya çıkmaktadır. Düşük ayarda ise gümüş hem çabuk karardığından hem de içerisindeki fazla bakırdan dolayı kızardığından savatı örtmekte ve göstermemektedir. Tarihi kaynaklarda Osmanlı döneminde 900 ayar gümüşe tuğra vurma yetkisinin İstanbul dışında Van ve Diyarbakır vilayetlerindeki savat ustalarına verildiği ifade edilmektedir. I. Dünya Savaşı öncesinde Van’da 120 dükkânda 400 dolayında savat ustası ve kalfası olduğu belirtilmektedir. Savat kullanılarak yapılmış Osmanlı tuğra ve armaları, cami resimleri, İstanbul manzaraları gibi değişik kompozisyonlarla süslenen 19. yüzyıl Van yapımı gümüş sigara kutuları bunun güzel örnekleridir. Öyle ki savatlı Türk tabakaları tüm Avrupa’da özellikle Paris kuyumcularında kendine yer edinmiştir. En çok yapılan ürünler arasında tütün tabakaları, kamçı sapları, kemerler, tepelikler, barutluklar, tepsiler, muska ve hamaylılar sayılabilir.

Günümüzde Suriye’nin Halep Şehrinde bile üretilen savatlı gümüş ürünlerin üzerine, uluslararası piyasada rağbet görebilmeleri açısından “Van” damgası basılmaktadır. Van’da geçmiş yıllarda İl Özel İdaresi ve Van Ticaret Borsasınca yürütülen projeler kapsamında yetiştirilen ustalar günümüzde 4 ayrı atölyede üretimlerine devam etmektedirler.

Savat dört ölçü bakır, dört ölçü kurşun, bir ölçü gümüş ve yeterince kükürtün karıştırılmasından elde edilir. Savat ustası yapacağı ürüne, ürün üzerinde ulaşmak istediği tonlara göre karışımda çok hassas ayarlamalar yapabilmektedir. Savatlı gümüş işlemesinde kullanılan gümüş 900 ayardan aşağı olmamalıdır. Kullanılacak gümüş için ideal değer 950 ayardır. Savatlı gümüş işlemesinin diğer bir önemli ayırt edici özelliği ise gümüş üzerine savat işlenecek motif veya desenin, çelik uçlu kılcal kalemlerle işlenmiş olmasıdır.