İznik Çinisi
Çin’den gelme anlamında Osmanlıca -Farsça bii sözcüktür. Prof. Dr. Hakkı İZZET tarafından l 958 yılında Türkçe de seramik yerine kullanılan bir sözcük olmuştur. Genelde seramik hamurundan, benzer tekniklerle yapılan, içi dışı veya tek yüzü parlak sırlı, sır altı boyalar ile dekor edilerek geleneksel motifler ile süslenmiş seramik türüne verilen isimdir. Çini seramik ailesi içinde yer alır. Çini denilen ürüne; kullanma eşyaları için evani, duvar karoları için kaşi denilmiştir. Hammaddesi doğada saf halde bulunan hiçbir işleme tabi tutulmayan anorganik minerallere denir.
İznik çinilerinin gizem ve hayranlık uyandırması, seramik literatüründe teknolojik olarak başarılması çok zor olarak tanımlanan hamur, astar ve sırdan oluşan üç kuvars tabakasının başarılı bileşiminden kaynaklanmaktadır. Kullanılan renkler yarı değerli taşların renklerinden etkilenmiştir. Örneğin; Mercanın kırmızısı, Malahit veya Firuzenin yeşili, Lapis Lazuli’nin koyu mavisi gibi. İznik çinisini diğerlerinden ayıran en önemli özelliği aynı şeffaf sırın altında el dekoru ile yapılmış motiflerdeki renklerin (kobalt mavisi, mercan kırmızısı veya domates kırmızısı diye anılan renk, firuze, turkuaz, mor, zetuni siyah kontur rengi, göz akı beyazlağındaki astar zemini çok güzel canlı bir şekilde elde edebilme başarısıdır.